Sevgili En Moda okurları, gezmeyi ve keşfetmeyi sevenler için gittiğim yerlerin bazı öne çıkan özelliklerini sizlerle paylaşmak istedim. Bu kez konumuz Tanrı’lar şehri olarak bilinen Atina! Atina denince aklınıza ilk olarak ne geliyor bilmiyorum ama benim için Atina eğlence, eğlence ve eğlencedir diyebilirim. Şimdi soracaksınız eğlenceden başka birşey yokmu? Var tabi ki. Eşsiz Yunan mimarisi ile yapılan tarih kokan yapılar, sokakların tamamında rastlayabileceğiniz mandalina ağaçları ve tabikide Yunan mutfağı diye bazı gerçekler var. Ama ben yinede Yunanlıların kültürüne aşık oldum. Haberlerde Yunanistan’ın parasal anlamda çok zorda olduğunu görsekte oraya gidince bunu pek hissetmiyorsunuz.
Millet sokaklarda ellerinde kadehler içkilerini yudumlayıp şarkılar söylüyor, sokaklar kalabalık ve bu kalabalığın en büyük sebebi onları bir yerlerde bekleyen arkadaşlarının yanına gitmeleri. Çünkü adamlar sosyal! Eğlenmeyi seviyorlar ve eğlendirmeyi de biliyorlar. Bir kere çok rahatlar... Kimse kimseye rahatsızlık verme derdinde değil. Kültür zenginliği ve medeniyeti hissetmek mümkün. Kısa süreli tatiller ve kaçamaklar için yakın mesafede olduğu için tercih edilebilir. Gece eğlenceleri genelde gece 12 de başlayıp sabahın ilk ışıklarına kadar devam edebiliyor. Tabak kırmak artık nerdeyse yok, şimdilerde çiçek atılıyor solistin başına :) Aman sakın içkiyi fazla kaçırıp çiçekleri atmakta cömert davranmayın. Çok yüklü bir hesap ödeyebilirsiniz. Eğlencenin dışında Avrupa’nın diğer şehirlerine kıyas yapacak olursak daha ucuz bir şehir Atina. Kısa zamanı olan ve çok para harcamak istemeyenler için küçük bir Avrupa kaçamağı diyebiliriz.
