HEY AŞK!

HEY AŞK!

Kışın son ayı, ayların en ufağı Şubat ayından herkese merhabalar. Malumunuz bu ay, içerisinde barındırdığı özel bir günden dolayı aşktan sevgiden çok bahsedilen bir ay; Sevgililer günü. Bizim de bu ay ki sayımızın teması. Şubat ayının 14’ü, sevgililer günü. Nedir bu sevgililer günü? Nereden çıktı?  Neden 14 Şubat? Öncelikle size 14 Şubat sevgililer gününün tarihçesi ile ilgili bilgi vermek isterim. İngilizcesi Valentine’s Day olan bu özel gün aslında adını Aziz Valentine (St. Valentine) adında bir papazdan alıyor. Hikaye çok eski ve kısaca şöyle; Eski Roma imparatorluğu döneminde çok katı bir hükümdar olan İmparator 2. Claudius savaşlar için yeterince asker bulamamaktan şikayetçiydi. Bunun sebebinin erkeklerin sevdikleri kadınları, eşlerini bırakıp savaşa gitmek istememeleri olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden hükmettiği dönemde Roma’da evliliklerin ve her türlü romantik ilişkinin yasaklanmasını emretmişti. Ancak Aziz Valentine ve kendisi gibi papaz olan birkaç arkadaşı gizlice sevenleri evlendirmeye devam etti. Bunu öğrenen 2. Claudius, Aziz Valentine’ı tutukladı ve infaz etti. Milattan sonra 270 yılının 14 Şubat’ında gömülen Aziz Valentine ve hayatını hiçe sayarak aşık çiftler için yaptıkları anısına yıllardır o tarihte aşıklar dünyanın dört bir yanında sevgililer günü kutluyor. Yani bu tatlı ve cici günün ardında böyle bir hikaye yatıyormuş… 


Aşk… Büyülü bir his! İki insanı birbirine çeken en güçlü duygu.  Kimi zaman tek taraflı yaşanan ama karşılık bulduğunda daha da güzelleşen, katlanıp çoğalan duygu. Her hikayede, filmde, romanda mutlaka kendine yer edinmiş, belki de insanoğlunun varlığından beridir var olup bugünlere gelmiş. Anlatsan anlatılmaz, aramakla bulunmaz ama her daim de orada olan. Şanslı olan herkesin yaşayacağı, kiminin yarım kalacağı…

Daha küçükken tanıştığımız en saf duygulardan birisi aşk, masaldaki prensesle beyaz atlı prensin macerasındaki, anneyle babanın bakışlarındaki, yarım asırı devirmiş evlilikleriyle dedeler ninelerimiz. Sahi, eskiden daha mı güzel yaşanıyordu aşk? Daha mı çıkarsızdı, daha mı saf ve yalansızdı? Daha mı gerçekti? Bir yerde okumuştum, torun dedesine sorar; bu kadar yıldır evlisiniz, birbirinize bu kadar aşık kalmayı nasıl başarabildiniz? diye. Dede ise şöyle cevap verir; bizim zamanımızda birşeyler kırıldığı zaman atılmazdı, tamir edilirdi evlat. Çok etkilenmiştim okuduğum bu kısa ama bir o kadar da derin yazıdan. Peki şimdilerde öyle mi sizce? Vazgeçmeyi mi seçiyoruz, emek verip yaşatmayı mı? Evet aşk kendi başına çok güçlü bir duygu. Ama bana kalırsa onun yanında gelen vazgeçilmez dostları var. Aşkın onlarsız pek de sağlıklı var olamayacağına inandığım dostlar bunlar; saygı, emek, dürüstlük. Saygı görmediği yerde durur mu aşk? Durmalı mı? Bence hayır. Ne kadar güçlü olsa da, aşk saygı görmek ister ve saygıyı yitirmiş bir aşk mutlu bir aşk değildir. O yüzden siz siz olun, aşk ve saygıyı asla birbirinden ayırmayın. Bu ikisi birbirine çok yakışıyor ve birbirini besliyor bence. Saygıyı yitirmiş bir aşk, sağlıklı bir aşk değildir. Saygı görmediğiniz bir aşk varsa ortada, orada çok kalmayın derim.  Emeğinizi esirgemeyin. Aşkınız için emek vermekten kaçınmayın. Aşk emeği hak edecek kadar değerli bir duygu. Kırılanı çöpe atmayın, emek verin ve tamir edin. En azından etmeye çalışın.

Emek verdikçe büyüyecek, köklenecek, güçlenecektir aşk! Ve tabii ki dürüstlük. Ondan hiç vazgeçmeyin, yalanlarla aşkınızı baltalamayın. Her güzel duygunun olduğu gibi aşkın da temelini sarsar yalanlar. Aşkın şeffaflığa, berraklığa ihtiyacı vardır. Bulanık sularda yüzemez, boğulur. Karşınızdakinin size gelmesini istediğiniz gibi gidin ona. Aşka da karşınızdaki kişiye de hak ettiği değeri verin, ve hak ettiğiniz değeri beklemekten de çekinmeyin. Dedim ya aşk karşılıklı olunca en güzel! Aşkın uzunu kısası,  büyüğü küçüğü, yalanı gerçeği olmaz. Aşk varsa vardır, yoksa yoktur. Zaten varsa iliklerinize kadar hissedersiniz ve tabii dostları saygı, emek, dürüstlük de sizi yalnız bırakmaz. Aşkı bulan şanslılara unutulmaz bir sevgililer günü diliyorum. Aşkı henüz bulamamış olanlara ise şöyle bir mesajım var; aşkı aramayın, bulamazsınız. Zamanı gelince o sizi gelip bulacaktır zaten! Doğru zamanda, doğru yerde. Umudunuzu kaybetmeyin! Ve her şeyden önemlisi, aşk bir güne sığamayacak kadar büyük bir duygu. Bir gün değil, aşkı içinizde her gün hissetmeniz dileğiyle!

Banner Bottom

Hiç resim yok
?>