KKTC Bikini Fitness Şampiyonu Çilem ile Çok Özel Röportaj

KKTC Bikini Fitness Şampiyonu Çilem ile Çok Özel Röportaj

KKTC Halter ve Vücut Geliştirme Federasyonu tarafından 2017’de yapılan müsabakada müthiş bir başarı göstererek adını şampiyonluğa yazdıran Çilem  20/08/1983 Lefkoşa doğumlu. Çocuk gelişimi mezunu olmasının yanı sıra on yıldır muhasebe bürosunda iş takipçisi olarak çalışıyor. Her sporun kendine öz zorluklarının olduğunun altını çizerken, kadınların anne olduktan sonra spordan uzak kalmaması gerektiğini söyleyen Çilem’in sekiz yaşında dünyalar tatlısı bir oğlu var. Oğlunun verdiği büyük destekle aralıksız çalışarak şampiyonluk kupasını oğluyla birlikte kaldırdılar. Çilem “hem annelik hem de sporculuk çok zor olsa da yemeğimi de yaparım, evimle de ilgilenirim, çocuğuma da bakarım, hedeflerime de ulaşırım” diyerek özellikle bayanların sporla ilgilenmelerini tavsiye ediyor. İş, spor ve ev arasında geçen yoğun, yorucu ama bir o kadar da keyifli bir yaşamı olan Çilem’le başarısının sırrını ve sporun kurallarını hayatına nasıl uyguladığını konuştuk.KKTC Halter ve Vücut Geliştirme Federasyonu tarafından 2017’de yapılan müsabakada müthiş bir başarı göstererek adını şampiyonluğa yazdıran Çilem  20/08/1983 Lefkoşa doğumlu. Çocuk gelişimi mezunu olmasının yanı sıra on yıldır muhasebe bürosunda iş takipçisi olarak çalışıyor. Her sporun kendine öz zorluklarının olduğunun altını çizerken, kadınların anne olduktan sonra spordan uzak kalmaması gerektiğini söyleyen Çilem’in sekiz yaşında dünyalar tatlısı bir oğlu var. Oğlunun verdiği büyük destekle aralıksız çalışarak şampiyonluk kupasını oğluyla birlikte kaldırdılar. Çilem “hem annelik hem de sporculuk çok zor olsa da yemeğimi de yaparım, evimle de ilgilenirim, çocuğuma da bakarım, hedeflerime de ulaşırım” diyerek özellikle bayanların sporla ilgilenmelerini tavsiye ediyor. İş, spor ve ev arasında geçen yoğun, yorucu ama bir o kadar da keyifli bir yaşamı olan Çilem’le başarısının sırrını ve sporun kurallarını hayatına nasıl uyguladığını konuştuk.


D.Y: Öncelikle bize biraz bodybuilding ve fitnessa başlama hikayenden bahsedebilir misin?
Ç.T: Çocukluğumdan beri spor her zaman hayatımın bir parçasıydı aslında ama fitness bir türlü kavuşamadığım hayalimdi ta ki aynı zamanda antrenörüm olan arkadaşım Nalan Galip hadi başlayalım diyene kadar. 2016 Nisan ayında başladığımda bu bende spor değil aşk oldu, bağımlılık bir nevi yapmadığımda eksik hissettiğim mutsuz olduğum. 

D.Y: Yaklaşık bir seneyi aşkın bir süredir yapıyor olduğun bu dalda profesyonelleşmeye nasıl karar verdin?
Ç.T: Ben aslan burcu kadınıyım :)  Hırslıyım ve bir işi yaparsam her şeyiyle eksiksiz en iyi şekilde yapmak isterim. Gerek antrenörümden gerek farklı kaynaklardan beslenme olsun, antrenman olsun belli başlı tüyolar olsun ne gerekirse her gün araştırdım uyguladım. Her gün daha çok daha iyiye adım adım ilerledim ve bu sporu o kadar çok sevdim ki bunu yaşam şeklim haline getirdim. Beslenme, uyku ve antrenman bunların üçünü bir araya getirdiğinizde başarı kaçınılmazdı. Kısa sürede aldığım sonuç herkes tarafından fark edildi. Çevremden gelen yorumlar anatomimim çok iyi olduğu ve bu dalda böyle devam edersem başarının kaçınılmaz olduğu hakkındaydı. Ve benimde Temmuz 2016 da yarışma kararı almamla birlikte tam anlamıyla başlamış oldum. 

D.Y: Birazda emeklerinin karşılığını aldığın yarışmadan bahsedelim. Öncelikle KKTC Vücut Geliştirme Şampiyonasında almış olduğun Bikini Fitness Şampiyonluğundan dolayı tebrik ederim. Bize yarışmaya hazırlanma sürecinden ve yarışmadan bahseder misin?
Ç.T: Çok teşekkür ederim. Yarışmaya karar verdiğimde önümde dokuz ay vardı. Çok uzun gibi görünse de aslında ucu ucuna yetiştim. Önce kütle kazanmak için bulk dediğimiz zorlu bir beslenme programına girdim. Üç dört ayda çok temiz bir şekilde 53 kilodan 63 kg çıktım. Bulk deyince herkesin aklına istediğini bol bol yemek anlamına gelse de ben antrenörümün bana yazdığı gram ve diyetimde ki besinler dışında hiçbir şey yemedim. On öğün günde yemek yemek inanın diyetten zor ama kütle kazanmak için inanılmaz etkili bir şeydi. Yarışmaya iki ay kala yavaş yavaş öğünler azaldı gramlar çoğaldı. Kardiolar ve antrenman şekilleri değişti ve zorlu bir süreç başladı. Güne sabahın 05:00 de başlıyor ve 21:00 da uykuyla bitiriyordum. Özellikle çalışan bir anne olduğum için çok zorlandım. Diyet, yoğun iş temposu ve yoğun antrenman temposu içinde son bir ay dayanılması zordu gerçekten. Ama hiç bir başarı kolay kazanılmıyor. Yarışma günü tüm emeklerime değdi. O atmosfer, sahne inanılmazdı. Heyecandan titrediğim halde o podyuma çıktım pozlamalarımı yaptım ve çok değerli jüri üyeleri tarafından birinci seçildim. İnanılmaz bir deneyimdi. 

D.Y: Yarışmada birinci olduğunu öğrendiğin ana götürecek olursam seni, birinci olduğun açıklandığı an neler hissetmiştin? Sence seni şampiyonluğa taşıyan rakiplerinden ayıran en önemli özelliklerin nelerdi? 
Ç.T: Birinci olduğum açıklandığı anda önce Allah’ıma şükrettim ve sonra arkada beni bekleyen antrenörüme bakıp başarmanın gururunu onun gözlerinde yaşadım. İçimi müthiş bir mutluluk başarının verdiği bir huzur kapladı. Aşırı duygu yüklü bir andı benim için telaffuzu zor gerçekten anlatılmaz yaşanır. Bence beni başarıya taşıyan en önemli özelliğim iradem, asla pes etmemem hırsım ve yapımda var olan kafama koyduğumu yapma huyum. Ve tabi ki yaptığım işe ve bana bunu yapmamda yardımcı olan kişiye olan sonsuz saygım.

D.Y: Peki tüm bu bahsettiğin özelliklerin dışında seni başarıya götürdüğüne inandığın kendine özgü yöntemlerin var mı?
Ç.T: İlk Olarak Allah’ıma ve meleklere inanıyorum her gece dua ettim. İkinci olarak kendime inandım. Başaracağıma inandım ve son güne kadar hiç bir zaman ben oldum demedim, hep olacak dedim. Ve kendimi hiç kimseyle kıyaslamadım hep bir önceki antrenmanımdaki kendimle yarıştım. Sanırım bunun çok büyük bir etkisi oldu.

D.Y: Bu sporda motivasyonun çok önemli olduğunu biliyorum. Peki bu süreçte senin motivasyonunu yüksek tutan şeyler nelerdi?
Ç.T: En büyük motivem oğlum. Bu sporu yaptığım ve güçlü olduğum için benimle hep gurur duydu. ‘’Bu dünyadaki en güçlü anne benim annem’’ cümlesi beni her pes etmeyi düşündüğümde kamçıladı. Gerçekten güçlü olmak, fit olmak kolay değil. Zoru seçip bir çok insandan farklı olmak motivemi hep yüksek tutmama en büyük etkendi.

D.Y: Peki kendinle barışık biri misindir? Değiştirmeye çalıştığın bir yönün var mı?
Ç.T: Kendimle barışık biriyim kusurlarımla seviyorum kendimi. Kendimde değiştirmek istediğim en baskın yönüm çok yoğun olan acıma, merhamet duygum ve olur olmaz şeyi kafama takıp her şeyi çok düşünüyor oluşum. Biraz serin yürekli olmayı isterdim.

D.Y: Sana yapılmasından asla hoşlanmadığın şey nedir?
Ç.T: Verilen bir sözün tutulmaması. Birde herhangi bir konuda baskı.

D.Y: Karşımda güçlü bir kadın görüyorum. Sence güçlü kadın erkeği korkutuyor mu dersin?
Ç.T: Sanırım hiç bir erkek kendinden daha güçlü bir kadını kaldıramaz, belli bir noktadan sonra sıkıntılar yaşanmaya başlar. Evet her anlamda ikili ilişkilerde erkeğin kadından güçlü olması ilişkinin dengede yürümesi için şart. Hiç bir kadının yanında güçsüz bir erkek taşımak istemediği gibi bence hiç bir erkek de kendinden gerek karakter olarak, gerek vücut gücü olarak daha güçlü bir kadınla birlikte olmak istemez diye düşünüyorum. Sorunuza cevabim kesinlikle evet.

D.Y: Ve tabii ki aşk... Ne ifade ediyor senin için aşk?

Ç.T:Aşk denildiğinde aslında genel olarak sevgili anlamındaki aşk gelir akla ama aşk denildiğinde benim ilk aklıma gelen şey oğlum ikinci de fitness. Ne için güne uyanıp heyecan duyuyor ve ne yaptığınızda mutluluk duyuyorsanız o aşktır. İnsanı hayata bağlayan yaşamdan tat, haz almasını sağlayan kalp ritimlerini değiştiren şey bana göre aşk. Aşk nefestir, hayattır aşksız hayat yaşanmaz. İllaki aşkla yapılmalı her şey o zaman daha anlamlı, daha keyifli daha da güzelleşir yaşamımız diye düşünüyorum.

D.Y: Oldukça disiplin isteyen bu sporda yarışmaya hazırlanırken kadın olmanın avantajları veya dezavantajlarıyla mutlaka karşılaşmışsındır bize birazda bunlardan bahseder misin? Seni en çok neler zorladı?
Ç.T: Yarışmaya hazırlanırken bayan olmanın en büyük avantajı etrafınızdaki tüm kadınların ‘’ben bunu yapamazdım’’ demesiyle hissettiğiniz o özgüven, gurur ve çevrenizdeki herkesin size kadın olarak hepsini bir arada sürdürüp başarabildiğiniz için duyduğu saygıdan dolayı hissettiğiniz müthiş duygular. Tabi ki kadın olarak dezavantajınızda çok mesela kendi yemeklerini kendin yapıyor ve çamaşırını kendin yıkıyorsun hem ev işleri sende hem çalışıyorsun birde annelik var ve bu arada yoğun bir çaba içerisinde yarışmaya hazırlanıyorsun. İstisnalar kaideyi bozmaz ama yarışma işinde erkek olmak daha avantajlı diye düşünüyorum.  Beni bu dönemde en çok yoğunluk ve yorgunluktan dolayı oğluma yeterli kaliteli zaman ayıramamak ve bir de diyette olduğum için yiyemesem de büyüme çağında olan iştahlı oğlum için sürekli pişirdiğim mis kokulu şeylerin tadına bile bakamamak zorladı. 

D.Y: Mis kokulu yemeklere gösterdiğin iradeden söz etmişken birazda vücut geliştirmede beslenmenin öneminden bahsedelim. Beslenme programın hakkında bu sporu yapmak isteyenler için ne gibi bilgiler vermek istersin?
Ç.T: Öncelikle unutulmasın ki gerçekten bu sporda başarıya kavuşmak isteyenlerin öncelikle dikkat etmesi gereken şey beslenmek. Halk arasında maalesef antrenman daha önemli gibi konuşulsa da %70 gibi önemli bir orana sahip beslenmede. Mutlaka bu iş de profesyonel olan birinden yardım alsınlar. Bu sporda protein kadar karbonhidratın da önemi çok yüksek herkesin kendi kilosu ve yaşam şekliyle hesaplanması gerektiğinden bir başkasının uyguladığı beslenme programını kendileri için kullanmasınlar mutlaka profesyonel yardım alsınlar önerisindeyim. Antrenmanlar içinde aynı şey geçerli başarı için profesyonel yardım şart.

D.Y: Spor dışındaki hayatından bahsedecek olursak yaşam stilini nasıl tarif edersin?
Ç.T: Spor dışında oğlumla vakit geçirmekten hoşlanırım onunla gezmek, film izlemek bir de sevdiklerime yemek ve tatlı yapıp evimde misafir etmekten çok hoşlanırım. Gece hayatı, alkol, sigara gibi kötü alışkanlıklardan uzak durup güne erken başlayıp erken bitirenlerdenim. Düzenli sakin huzurlu bir yaşam tarzım var.

D.Y: Tekrar spora dönecek olursak vücut geliştirme ve fitness dalına yeni başlayacak olanlara tavsiyelerin neler?
Ç.T: Birinci tavsiyem doğal yollarla sağlıklı beslenme ve minimum supplementlerle bu sporu yapmaları etrafta sırf para kazanmak için insan sağlığını hiçe sayan bir sürü çıkarcı var sakın kanmasınlar. İyi bir vücut emek ister, zaman ister kimse bir anda hayal ettiği forma kavuşamaz sabırlı olsunlar ve ‘Al bunları kullan bir ayda işte böyle olursun’ lara lütfen kanmasınlar. Bu işte profesyonel yardım şart ve tavsiyem bıkmadan, usanmadan sabırla hedefledikleri form için gerekeni mucize beklemeden çalışarak emek sarf ederek kazansınlar.

D.Y: Yağ yakmak için bir çok diyet ve spora başvurup devamsızlığı yüzünden başarısız olanlara verebileceğin tüyoların var mı?
Ç.T: Sabırlı olmak şart azim, hırs, disiplin hepsi gerekli. Kendilerini motive edecek formüller geliştirsinler. Giymeyi hayal ettikleri ve aşırı kilolarından dolayı giyemedikleri şeyi giymeyi hedeflesinler. Spor yapmadan önceki halleriyle ve sonrası için başladıkları gün en kötü forumlarının resmini çekip hayal ettikleri formun fotoğrafı için hedef koysunlar. Ben kendimden örnek verecek olursam mesela ben kendimi motive etmek için formumu her antrenman sonrası fotoğraf çekip bir öncekiyle karşılaştırarak gelişimimi o şekilde takip ediyorum bu beni bir sonraki antrenmanıma motive ediyor. Bıkmadan usanmadan devam etsinler hiçbir şey emek sarf etmeden öyle kısacık bir zaman da olmuyor bunu bilerek çıkmak lazım yola.

D.Y:  İleriye dönük projelerinde tekrardan yarışmalara katılmayı düşünüyor musun? Seni nerelerde göreceğiz?
Ç.T: Gerçek anlamda her konuda bilgilenmek için eğitim almak ilk hedefim. Antrenörlük sertifikasını aldıktan sonra benden yardım isteyenlere en profesyonel şekilde yardım etmek hayalim. Şu an tekrar yarışmayı düşünmüyorum ama ilerleyen zamanlar ne getirir bilemem.

D.Y: Bu keyifli sohbet için teşekkür ederim. Son olarak okurlarımızı motive etmek adına neler söylemek istersin?
Ç.T: Ben teşekkür ederim benim içinde keyifliydi. Sevgili okurlara şunu söyleyebilirim; spor yapmak inanın kendinizi çok iyi hissettirecek. Sağlıklı bir vücut, güzel bir form, her istediğini özgürce giyebilme hissi sizi her zaman mutlu edecektik. Geç değil herkes illaki bir yerden başlamalı diyorum. Hayal et, iste, inan başar. Herkese bol sporlu sağlıklı mutlu bir yaşam diliyorum.

Röportaj: Didem Yılmaz

ilksayfa

Banner Bottom

Hiç resim yok
?>