Oyuncu ve Seslendirme Sanatçısı Murat Prosciler ile Özel Röportaj

Oyuncu ve Seslendirme Sanatçısı Murat Prosciler ile Özel Röportaj

Ülkemizde faaliyetlerine 2016 yılında başlayan V&B Model ve Oyunculuk Atölyesi, Türkiye’den ve Kıbrıs’tan başarılı isimlerle işbirliği yapıp oyunculuk, modellik, tasarım alanlarında workshoplarını gerçekleştirmekteler.
Geçtiğimiz günlerde Türkiye’den tanınmış ismi oyuncu ve seslendirme sanatçısı Murat Prosciler'i atölyelerinde ağırlayıp kamera önü oyunculuğu üzerine başarı ile sonuçlanan bir workshop yaptılar.

17264286 10158657469505393 5647338191417951424 n
Oyunculuk adına güzel bir ilgiyle karşılaştığını vurgulayan Murat Prosciler; Kendi yeteneğini farketmek, yeteneğini performansa dönüştürmek, profesyonel alana doğru ilerlemek isteyen, her yaştan insanın bu oyunculuk workshoplarına katılması için davette bulundu. Oyunculuk eğitiminin kişisel gelişim için de önem kazandığını düşündüğünü söyleyen Prosciler, insanın kendi duygularını, hislerini samimiyetle kendine ve insanlara görünür kılması yaşam yolunda da kendisine birazcık ferahlık kattığını, karşısında ki eğitim alan insanlarda da bunu hisettiğini belirtti. Gerçek hislerin dünyasında kendini keşfetmenin önemli birşey olduğunu söyledi.
Biz de kendilerini bu güzel workshopun sonunda ziyaret edip kahvelerimizi içerken Murat Prosciler ile küçük bir söyleşi gerçekleştirdik.

1. Daha önce Kıbrıs’a geldiniz mi?
6-7 yıl önce bir kere geldim, 2 gün kaldım ufak bir tatildi merak ettiğim için geldim. O zaman Girne Limanını tanımıştım. Çok fazla gezme fırsatım olmamıştı.

2. Zaman içerisinde neler değişti fark etmişsinizdir…
Evet biraz şaşırdım aslında. Çok azla yer görmediğim için limanda ki değişmi farkettim biraz. Yeni yerler açılması, insanların bakışları, biraz daha alışmış olmaları misafirlere teknelerin türleri değişmiş ama gökyüzü aynı..

Kıbrıs hakkında ufak sohbetimizin ardından Murat Prosciler’in yaptığı işlere geçiyoruz.

17362854 10158657468690393 4470524785494276241 n

3. En son projeniz neydi?
En son Kara Sevda’da çok uzun olmayan bir rol oynadım. Kara sevda’dan sonar da TRT1’de Baba Candır’da oynadım. Şuanda Aşk ve Gurur dizisinde aktif olarak rol aldım. 4. Bölümden itibaren Mert Fırat’ın da başrol oynadığı dizide rol alıyorum.

4. Geçmişe dönecek olursak..Bu zamana geliş yolunuz nedir? Okullu tiyatrocu musunuz? Yoksa hobi olarak başlayıp bu işin peşini bırakmayanlardan mısınız?
10 yaşında seslendirme yapmaya başladım. Dayım seslendirme yöndetmeni Kemal Bilici. Eski yeşilçam’da çalışmış bir emektar. 10 yaşındayken seslendirme yapmak üzere beni TRT’ye götürdü. Sacide Keskin yönetmenliğinde eski makaralı sistem dahilinde tiyatrocuların arasında seslendirme anlamında çocukken, çocuk ses olarak yerimi almaya başladım. 10-12 yaşlarında TRT dramlarında “İnanç Dünyası” diye bir program vardı. Orda çeşitli dramalarda oynamaya başladım. Ilkokulda birazcık belli olmuştu yetenek. Daha sonrada profesyonel hayata 10-12 yaşında dramalarda oynayarak başlamış oldum.
Daha sonar çeşitli filmlerde, diziler ve reklam filmlerinde oynadıktan sonar bir tüyatro teklifi geldi. Türk tiyatrosunun çok önemli bir ismi “Macide Tanır”, hatta çocukluğunda Mustafa Kemal’e şiir okumuş bir kız çocuğu iken Mustafa Kemal’in “bu kızı sanatçı olarak yetiştirin” önerisiyle beraber sanatçı olmuş bir kadın. 2 sene boyunca onunla beraber tiyatro sahnesinde onunla çalışma fırsatı buldum. İlk ustam o’dur. Beni onunla tanışıtran Nedim Sabandır. Nedim Saban da tiyatroda ki ilk oyunculuk eğitimlerini bana veren çok değerli bir eğitmendir ve yönetmendir. Benim için Dayım Kemal Bilici’den sonra anacağım önemli isimlerdir. Aslında işi yaparak öğrenmeye, usta-çırak ilişkisiyle işi öğrenmeye başladım. Deneyimlemek iyi birşey, okullu olmak da aynı şekilde o da önemli birşey bence. Şöyle diyebilirim; daha sonra farklı tiyatrolarda tiyatro yaptım.
Daha sonra Almanya, Hollan, Belçika, Danimarka ve Fransada sokak tiyatrosu deneyimlerim oldu. Uluslararası tiyatro projelerinde yer aldım. Ab destekli projeler bizzat seslendirme yapmaya o dönemde devam ediyordum. Daha sonra dans çalışmaları yapmaya başladım. Modern dans ve çağdaş sanat dansları üzerine butoh** çalıştım. Japon bir tekniktir. Dans gösterilerinde yer aldım bir süre dansçı olarak kendimi geliştirme yoluna gitmeye başladım. Aslında dansçı olmaya niyetim yoktu. Fakat hareket etmek ve hareketle ruhtaki, iç dünyamdaki bişeyler iade etmek çok samimi ve içten geldi. Zaman zaman bedenle ilgili çalışmalarıma devam ettim ve bazı hatırı sayılır gösterilerde yer aldım.
Yurtdışı sokak tiyatrosu geçmişinden sonra ilişkiler ve kıvılcım dizisinde Tuba Ünsal’la Türkan Derya’nın yönettiği dizide genç yaşta rol aldıktan sonra, kamera oyunculuğuyla, kamera önünde rol yapmakla, kameranın senin iç dünyana çok yaklaşmasıyla ilgili güzel bir hissim oldu. Ilk öğretilerden ve deneyimlerden sonra “Koçum Benim”de, Ozan Güven’in bana devrettiği rol ile Tarık Akan’la oynama fırsatım oldu. Gerçekten güzel bir ekip ve harikulade bir deneyimdi. Ardından daha ilerde olan projeler; 20 Dakika, Poyraz Karayel, Kara Sevda, Asla Vazgeçmem, gibi dizilerde oyuncu olarak çalıştım. Şuan Aktif olarak da Aşk ve Gurur dizisinde oyuncu olarak çalışıyorum.

5. Daha önce oyunculuk eğitimi verdiniz mi?
Türkiye’de eğitim veriyorum. Daha çok grup çalıştırdığım da oldu. Ama bireysel oyuncu çalıştırmaya başladım. Bir ve iki kişi olarak oyuncu koçluğu gibi çalışmaya devam ediyorum. Bu şekilde daha yoğun ilgilenme fırsatım oluyor. Kıbrıs’ta da aslında ne kadar kalabalık olursa olsun bir gruplaştırma yapıp bireysel ilgilenmeye çalışıyorum. Yaklaşık 3 sene civarında birikimlerimi bildiklerimi keşfettiklerimi ve gözlemlerimi bizzat egzersizlerle deneyimleterek yaşatmayı ve yaşamayı tercih ediyorum. Muhakkak ki eğitim sürecinde kişiye özel teknik geliştirmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Standart teknikleri çalıştırmak yerine o kişinin yatkın olduğu tarzlara doğru bilgiyi aktarmanın daha önemli olduğunu düşünüyorum.
“Öğretirken öğrenirsin, öğrenirken öğretirsin” bu ikisinin karşılıklı olduğu düşüncesi ve inancındayım. Bu anlayışla çalışmalarıma devam ediyorum.

17389060 10208900784429436 2542316744035492525 o

6. Oyunculuk adına geçmiş ve gelecek adına kıyaslama yapacak olursak bir fark var mı?
Oyunculuk insanın evrimi gibi gelişen birşey. Insan evrimine paralel gelişmiş birşey bana kalırsa. Gözlemim budur ama bazı istisna deha yetenekler gibi Charlie Chaplin gibi tüm dönemlere hitap edecek şekilde yüksek seviyede işler yapmış olan oyuncular ve sanatkarlar vardır.

7. Tiyatro ve kamera önü oyunculuğu arasında, disiplin ve oyunculuk bakımından büyük arklılık gösterir mi?
Tiyatro özetle; insanı, insane insanca anlatan bu sanat dalı enerjiyle, karşılıklı gözlemle ve canlı gözlerle canlı oynanan ve canlı izlenen bir sanat. Bu anlamda çok ayrıcalıklı bir sanat dalı. Bu alanı, enerjiyi, sürekli akarak hiç kesmeden bütün bir oyunu oynama deneyimi, becerisi ve yeteneği hiç birşey kıyaslanamayacak derece özel bir deneyimdir. Bu deneyimden geçmiş olan oyuncuların muhakkak farklı alanlarda, daha özel performanslar ve farklı enerjiler edindikleri için birçok alanda başarılı olabiliyorlar.

 

8. Son Olarak Söylemek istediğiniz birşey varmı?
EN Moda’yı okuyanlara ulaşmak için iki şey söylemek istiyorum;
Bilgi ve deneyim idraka kavuşunca çok kıymetli bir evre yaşanır kanısındayım. Hepimiz yaptığımız isle aslında dünyaya ve herkese hizmet ederiz. Hizmetimizi yapabildiğimiz kadarıyla, layıkıyla yapmaya çalışırsak eğer dünya daha güzel bir yer olacak.
Dünya çok ızdırap çekiyor ve insanlarda bunu kısmen hissediyor. Dünyada yaşayan insanın yaşamı zorlaşmaya başladı. Bununla ilgili hakikaten bazı şeylerin değişmeye ihtiyacı var. Bu değişim insanın bilincinde, kendi içinde ve kendi çevresinde başlar. Bununla ilgili gerçekten bişey yapmak isteyenler bir an önce biraraya gelsin istiyorum.


Butoh**; Ruhun, bedeni aracı olmadan hareket ettirme biçimi.

Hazırlayan: Ferah Bulut

 baba candir kadirin murat prosciler goz rengi nedir

 

Banner Bottom

Hiç resim yok
?>