Günümüzün en popüler modellerinden biri olan Bella Hadid, 24 saatini nasıl geçirdiğini anlattı.
İşte son yılların en çok konuşalan süpermodelin bir günü:
Güne esneyerek başlıyor
İşim dolayısıyla erken uyanmam gerektiğinde genelde 06.30’da kalkarım ve esneme hareketleri yaparım.
Beş dakikada hazırlanırım ve nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde tam zamanında evden çıkmayı başarırım.
New York’ta iki senedir en iyi arkadaşım Olivia Perez ile aynı evi paylaşıyorduk. Artık tek başıma yaşıyorum, her gün işe gidiyorum. Bittiğindeyse, hemen evime ve yatağıma dönüyorum.
Kahvaltıda yumurta
Sabah saatlerinde işim yoksa, kahvaltıyı evde yapmayı tercih ediyorum. Kendime yumurta ve sosis hazırlıyorum ya da apartmanımın altındaki bagel dükkanına uğruyorum. Genellikle sade bagel üzerinde yumurta severim.
Yoldayken telefonumdan epostalarımı kontrol ederim. Kişisel hesabıma günde yalnızca beş eposta düşer. Eskiden listelerine nasıl girdiğimi anlamadığım bir sürü alakasız markadan mesajlar alırdım.
Sette saç ve makyaj yapılırken sıkılıyorsam, arkadaşlarımla FaceTime yaparım ya da onları işten sonra ararım. Çekim sırasında işe konsantre olurum ve telefonuma hiç bakmam.
Kan şekerim düşük, bu nedenle sürekli olarak bir şeyler yemem gerekiyor. Öğle arasında genellikle somon ya da tavuk ve yanında sebze tüketirim. Diğer bir tercihim de makarna. Protein ağırlıklı beslenirim çünkü ağır yemekler kendimi güçsüz hissettirir.
Setteyken yeşil sebze suları sipariş ederim ve gün içinde su içerim. Eğer enerjim düşükse, mutlaka soğuk zencefil suyu içerim. Aynı zamanda kahveye çok düşkünüm; öğleden önce üç espresso içmiş olurum.
Atölyede stres atıyor
New York’taysam ve öğle saatlerinde boşsam seramik atölyesine giderim. Kardeşim Gigi ile çocukluğumuzdan beri buraya gittiğimiz için artık evimiz gibi oldu. Sıradan bir cumartesi günü ne yapsak diye düşünürken kendimizi bir anda orada buluruz. Atölyede en son kafatası formunda bir kupa yarattım. Ayrıca arkadaşlarıma hediye tasarlamayı da seviyorum. Bu sayede kişiselleştirilmiş bir hediye veriyorum onlara.
Eğer Paris gibi yaşadığım şehirden farklı bir yerdeysem, zamanımı etrafı keşfetmeye ayırırım. New York’ta beni en mutlu eden şey ailemle birlikte zaman geçirmek ve akşam yemekleri.
Akşam aileyle buluşma
Ailemle akşam yemeğini genelde 18.00’de yeriz. Erken yemek bir alışkanlık haline geldiğinden yetişkin olup yalnız yaşamaya başladığımda da bu geleneği sürdürdüm.
Eğer yalnızsam, 19.30’da yemek masasına otururum. Eskiden düzenli olarak kendime yemek pişirirdim ama şimdi işten çıktığım anda sipariş veriyorum ve eve vardığımda yemeğim hazır oluyor. En sevdiğim yemek, sotelenmiş karalahana. Dışarıda yemek programı yaptığımda da yeni restoranlar keşfederim.
Çok hızlı hazırlanıyor
Ne giyeceğimi biliyorsam, akşamları çok kolay hazırlanıyorum. Arkadaşlarım arasında en hızlı hazırlanan kişi benim. Onları beklerken, Rihanna ve Beyonce parçaları eşliğinde kendime küçük bir dans partisi veririm. Mutlu ya da mutsuz anlarda bence ikisini de dinlemek harika!
Makyaj yapmak, 15 dakikamı alır. Yüzümü aydınlatan fondötenleri kullanıyorum. Göz altıma ve bazen tüm yüzüme kapatıcı uyguluyorum. Pudrayı elmacık kemiklerime uyguluyorum. Göz kapaklarımda kullandığımda da bir ışıltı elde ediyorum.
Arkadaşlarım genelde 22.00 gibi yani geç vakitte buluşmak istiyor ama bu benim için yatak vakti demek. Her gün çalıştığım için dışarıda fazla kalamıyorum. Fakat evde hiçbir şey yapmadan geç saatlere kadar televiyon izlemeyi çok seviyorum.
Yeni dizilere başlamaya vakit bulamadığım için Netflix’ten ‘Family Guy’ ve ‘Black Mirror’ı seyrediyorum.
Uyumadan önce duşta buharda kalır ve ardından yüz maskesi uygularım. Yatağa yattığım anda uykuya dalarım. Aynı şey uçağa bindiğimde de geçerlidir. Oturur pozisyonda olsam dahi hemen uyuyabilirim.
