Türkiye Erkek Fiziği Şampiyonu Salih Enderoğlu

Türkiye Erkek Fiziği Şampiyonu Salih Enderoğlu

 

21 Şubat 1990 yılında Girne’de doğan Salih Enderoğlu; ilköğrenimini Çatalköy’de, orta okul eğitimini Girne Anafartalar lisesi ve liseyi de Sedat Simavi Endüstri Meslek Lisesi Yapı Ressamlığı bölümü mezunu olarak tamamladı. Bu yıllarda spor Salih’in hep hayatındaydı. Futbol okul takımlarında oynadı. Orta okulda 100 metrede 2. oldu. Lisede ise Serbest Güreşte Liseler arası Şampiyon olup Türkiye’de ülkemizi temsil etti. Bunlar eğitim almadan tamamen kendi yetenekleriyle almış olduğu başarılardı. Daha sonra iki yıl Near East Üniversitesinde Mimarlık Bölümü okudu ve okulu bitirmeden kendi isteğiyle askere gitmeye karar verdi. Askerliğini Özel Görev Kuvveti Komando Bölüğünde Onbaşı olarak tamamladı. Son olarak 2018 Türkiye Vücut Geliştirme ve Fitness Şampiyonası Milli Takım seçmelerinde Erkek Fiziği Türkiye Şampiyonluğuyla ülkemizi onurlandırdı. Hayatının her döneminde spor alanında başarılı olan yüreği spor aşkıyla dolu Salih’in başarı öyküsünü sizlerle buluşturmak için bir araya geldik.

salih1

D.Y: Türkiye Fitness Şampiyonluğu başarından dolayı seni tebrik ederim. Yarışma hakkında konuşacağız ama öncelikle Bodybuilding ve Fitness sporuna nasıl başladın? Kendindeki bu yeteneği nasıl keşfettin onu merak ediyorum?
S.E: Çok teşekkürler. Bu sporla ilgili sorulara cevap vermeyi hep istemişimdir, çünkü toplum olarak bu spor hakkında ne yazık ki çok az bilgiye sahip olduğumuzu düşünüyorum. Bu spora yeni başlayan bireylerin ve özellikle gençlerimizin sporun nasıl yapıldığı hakkında çok yanlış yönlendirildiğine gerek duyduklarımla gerek gördüklerimle pek çok kez tanık oldum, buda beni gerçekten üzüyor. İnşallah bu güzel soruları cevaplayarak bir faydam dokunur. Fitnessa tam olarak askerliğimi bitirmeye bir ay kala o dönem bölüğümüzde bulunan küçük bir odadaki ufak tefek ağırlıklarla başladım diyebilirim. Her zaman olmasa da fırsat bulduğum zamanlar gidip orda ağırlık kaldırıp fitnessa ilk adımı attım. Vücudumun ufaktan tepkiler vermeye başladığını fark ettim ve bu işe bir anda merak sardım. Ayrıca spor alt yapım fazlasıyla olduğu için bu bana hiç zor gelmedi, bu sporda alt yapı önemli.

D.Y: Yaşamına tutkuyla  giren Bodybuilding ve Fitness sporunu nasıl tanımlıyorsun? 
S.E: Her insanın hayatında bir spor aktivitesi kesinlikle olmalıdır. Bu futbol, basket, tenis vs. her şey olabilir fark etmez yeter ki bir spor dalınız olsun ve çoğu spor dallarının temelinde fitness vardır. Fitness bence çok ayrıcalıklı bir spor olup, sporun temelini oluşturur.

D.Y: Ciddi bir motivasyon ve azim gerektiren bu sporda motivasyonunu nasıl sağlıyorsun? 
S.E: Tabii ki bu alanda motivasyon çok önemli bir unsur.  Motivasyonunuz ne kadar iyi olursa spordan aldığınız verim de artacaktır. Ben beynin bu sporda çok büyük önem taşıdığına inananlardanım çünkü emri veren beyindir. Zihnen bu işe ne kadar motive olup odaklanırsanız,bedende onu yapmakta zorlanmaz. Bu noktada önemli olan zihinle bedeni birleştirmek arada bir kontak kurmak, bu çok önemli bir etken. İşin püf noktası yaptığınız şey her neyse ona kendinizi tam anlamıyla vermek olay bu bence. Bunu yapmak ilk zamanlar kolay değil tabi, ama çok zorda değil inanın. Pek çok sporcu kulaklık takar müzik dinleyerek motive olur ve böylece dünyayla iletişimini keser buda yaptığı işe daha fazla odaklanmasını sağlar. Ben antrenman yaparken sadece hayallerimi düşünüyorum, onlar tek tek gözümün önüne geliyor, hiçbir şey duymuyorum ve görmüyorum sadece onları düşünüyorum, onlara ulaşmak için antrenmanda olabildiğince sınırları zorluyorum ve buda beni gerçekten terletiyor.

D.Y: Rekabet senin için ne ifade ediyor?
S.E: Rekabet, daha iyiye daha güzele ulaşmak için yapılan faaliyetlerin toplamıdır. Rekabetin olabilmesi için öncelikle bir amaç gerekir, amacı olan bir insan sürekli kendiyle veya başkalarıyla rekabet içinde olur. Benimde tabi ki hayallerim ve hedeflerim var. Ben rekabeti hep kendimle yapmayı tercih ediyorum ve bu hep böyle olacak. Daha iyiye ulaşmam için hep kendimi geçmem lazım ve bunu sürekli yapmaya çalışarak kendimi geliştiriyorum. Kendimle yaptığım rekabet beni hedeflerime ulaşmamda her geçen gün biraz daha yaklaştırıyor.

D.Y: Peki yarışmada birinci olmayı bekliyor muydun, birinci olduğunda neler hissettin? Neler söylemek istersin?

S.E: Yarışma hazırlığı boyunca bile hedefim hep birinci olmaktı ve o gün geldiğinde o kupayı alacağımdan emindin. Kendime olan güvenim ve inancım bu süreçte hiçbir gün azalmadı, aksilikler yaşadım, olumsuz şeylerde yaşadım, bazen kötü günlerimde oldu ama ben her defasında ayağa kalkıp devam ettim ve bunun karşılığı şampiyonluk oldu. O anki hislerim tarif bile edilemez, bunu kelimelerle anlatabilmek zor.

salih2

D.Y: Sence bir yarışçıyı şampiyonluğa taşıyan en önemli faktörler nelerdir?
S.E: Öncelikle hedeflediğiniz yolda kendinize olan güveniniz ve inancınız tam olmalı. Bir yarışmacı her zaman bilgiye aç olmalı ve araştırmacı olmalı, sürekli kendini geliştirebilmesi için bilginin önemi büyük. Bu yüzden egolarından arınmalı ve hep öğrenmeye açık olmalı. Başarıya ulaşabilmesi için disiplinde önemli, kendine düzenli bir hayat kurmalı ve o düzende disiplinli bir şekilde ilerlemeli. Tabi ki bunlar yetmez çok çalışmalı ve her defasında daha iyisini yapmak için sınırları zorlamalı ve asla pes etmemeli.

D.Y: Peki bu zorlu maratona hazırlanma sürecinden bahsedecek olursak neler söylemek istersin? Nasıl bir diyet ve antrenman programı uyguladın?
S.E: Beslenme bu işin olmazsa olmazı ve zaten ben bunu yaşam tarzım olarak yapıyorum. Bu yüzden bu süreçte fazla zorlanmalar yaşamadım çünkü normalde de çok farklı bir şekilde beslenmiyorum. Tek fark yapılan kalori açığı oluyor, bunun sebebi yarışmada daha net hatlara ulaşabilmek ve tabi ki bu kalori açığı gerek antrenmanda gerek gün içerisinde sizi bazen zorlayabiliyor. Antrenman programlarımda ise pek değişen bir şey olmuyor sadece antrenman esnasında fazla dinlenmemeye özen gösteriyorum, set arası dinlenme sürelerim en fazla 30 saniye oluyor ve tekrar sayılarım 8 -10 tekrar aralıklarında mümkün oldukça beni zorlayan ağırlıklar tercih ediyorum ve tabi ki de hareketi tam anlamıyla doğru bir şekilde yapmaya özen gösteriyorum bu hepsinden önemli olan kısım bence.

D.Y: Bu sporu yaparken hayatında kısıtlamak zorunda kaldığın değişiklikler neler oluyor? 
S.E: Normal dönemlerde kısıtlamak zorunda kaldığım herhangi bir şey olmuyor çünkü zaten bunu bir yaşam tarzım haline getirdim. Ayrıca aileme de sevdiklerime de fazlasıyla zaman ayırabiliyorum ve hiçbir konuda sıkıntı yaşamıyorum. Yarışma dönemlerinde ise sadece son bir aylık süreçte ihmallerim oluyor, bunun nedeni daha fazla düzenli bir hayat biçimine geçmem, yani o süreçte kendimi bir aylık ufak bir kampa alıyorum diyelim.

D.Y: Yarışmalara hazırlanırken hiç pes etmeye yaklaştığın dönemler oldu mu?
S.E: Oldu ama bunun üstesinden hep geldim ve pes etmeyerek her defasında kazanan ben oldum.

D.Y: Bu süreç boyunca en büyük desteğin kimden geldi?
S.E: Tabi ki ailem, hepsi de bana maddi, manevi her anlamda destek oldu ve dostlarımda öyle. Yalnız Annem için ayrı bir yer açmak istiyorum, hayatımın her döneminde en büyük destekçim hep o oldu. Onun benim için yaptıklarını ne yapsam asla ödeyemem.

salih3

D.Y: Vücut geliştiren sporcuların karşılaştıkları sıkıntılardan bahsedecek olursak, spor dünyasına dair söylemek istediğin bir şey, vermek istediğin bir mesaj var mı? 
S.E: Öncelikle fitnessın insan sağlığı için en uygun sporların başında geldiğini düşünüyorum çünkü bu sporun beslenmeyle olan bağı diğer sporlara nazaran çok daha fazla. Sen yediklerinsin, bu mantıkla beslenilmeli. Bu sporu gerçekten tam anlamıyla önem verir ve yaparsanız, başta size doğru beslenebilmeyi öğretecektir ve bu da sizin hayatınızı tamamen değiştirir. Kötü alışkanlıklardan uzak durmanıza, daha zinde olmanıza, dinç dinamik ve güçlü bir bedene sahip olarak güzel bir görünüm elde etmenize de olanak sağlar. Bu sporu yapan, yeni başlayan ve özellikle sabırsız olup kimyasal ilaçlarla bu sporu yapmaya yönelen genç bir toplum var ve bu ne yazık ki çok üzücü bir durum çünkü bir yandan sağlık için iyi bir şeyler yaparken diğer yandan o sağlığı kaybetmek demek. Bu şekilde hiçbir spor dalı yapılmamalı çünkü spor uzun vadede yapıldığında size yarar sağlar. Sabırlı bir şekilde sporu yaşam tarzınız haline getirirseniz belli bir zamandan sonra sizdeki değişikliği zaten fark edeceksiniz. Hiçbir şeye ihtiyacınız yok, ihtiyacınız olan her şeyi yüce yaradan bizlere verdi zaten sadece aklınızı kullanın, bu sporu doğru ve bilinçli bir şekilde yapın ve kendinize bir zaman dilimi koymayın. Sadece yapın, pek çok yönden kendinizdeki değişikliği görmeniz çok da uzun sürmeyecektir.

D.Y: Bundan sonraki hedeflerin ve ilerisi için planların nedir? Seni nerelerde göreceğiz?
S.E: Pek çok hedefim var ama bunların başında hayalimdeki fiziğe ulaşmak ve kendi kategorimde yurt dışındaki en üst seviyedeki yarışlara katılıp şampiyonluklar kazanmak var. Ülkemizi ve Bayraklarımızı oralarda en iyi şekilde temsil edip dalgalandırmayı inşallah Allah bana nasip eder bunlar benim en büyük hayallerim. Tüm hedefim ve çalışmam o seviyelere çıkmak ve pro sporcularla yarışarak o seviyede başarılar elde etmektir.


D.Y: Son olarak, okuyucularımızı motive etmek adına neler söylemek istersin?

S.E: Hayatınızda her zaman büyük hedefleriniz ve hayalleriniz olsun. Her zaman yılmadan, usanmadan çalışın ve onların peşinden koşun. İnancınızı hiçbir zaman kaybetmeyin ve bir an bile onlardan vazgeçmeyin. O her ne kadar zor olursa olsun, göreceksiniz ki bir gün gelecek ve ona ulaşacaksınız, ne durumda olduğunuzun bir önemi yok sadece elinizden gelen her şeyi yapın, hep yapmaya devam edin ve son nefesinize kadar onu kovalayın.

Röportaj: Didem Yılmaz

Banner Bottom

Hiç resim yok
?>