Fikri Karayel Özel Röportaj

Fikri Karayel Özel Röportaj

 

Bariz telaşım, saydam yaralarımla
Senden saklanmadım, yol arkadaşım
Şimdi yollar daralır çıkmaz sokaklarında
Tutma bırak içinde kalmayayım...

Geçiyor bir ömür, düşüne düşüne
Kalmıyor hiçbir şey benden, yetmiyor birine
Biz hep sustuk, yol almadık ve...
Öyle güzel kalmadık

Tutmayın yol verin gidene gidene
Cevap da vermem artık gücüme gidene
Yoktur tavsiyem bile beni kaybedene
Doldu sığmaz içime

Tutmayın yol verin gidene gidene
Cevap da vermem artık gücüme gidene
Hiç mi soru sormadın yüzüne gülene
Doldu sığmaz içime

Alıştığım eziyetin felaket olsa nihayetinde
Elbet aşkla yıkanır kalp kendine ihanetinde

Tutmayın yol verin gidene gidene
Cevap da vermem artık gücüme gidene
Yoktur tavsiyem bile beni kaybedene
Doldu sığmaz içime

Tutmayın yol verin gidene gidene
Cevap da vermem artık gücüme gidene
Hiç mi soru sormadın yüzüne gülene
Doldu sığmaz içime

Yoldur bitmez gidene...

Sözleriyle sessizliğini bozan Fikri Karayel’i sevenleriyle buluşturmak için bir araya geldik.

FIKRI KARAYEL x3 K

 

D.Y: Müzikle ilk buluştuğunuz yıllara dönecek olursak müziğe meraklı bir çocuk muydunuz, nasıl başladı müzik serüveni?
F.K: Evet hatta müzikten başka bir şeyle ilgilenmeyen bir çocuktum. Küçük yaşta davul ve piyano çalmaya sonrasında şarkılar söylemeye ve gitar çalmaya başladım. Müziği her zaman büyük bir dikkatle dinler, müzisyenleri her zaman örnek alır, hayranlık duyardım. 

D.Y: Peki beste ve söz yazarlığına geçiş süreciniz nasıl oldu?
F.K: Sanırım her sanatçı eserler yaratma ve kendisini ifade etme ihtiyacı hisseder. Bu duygu bir iç güdü kadar doğal ve bastırılmaz bir histir. İlk girişimlerim 15 yaşında başladı. Zaman geçtikçe ve kendimi daha iyi ifade edebildikçe bu bir alışkanlığa dönüştü. Eserlerim insanlara ulaşmaya başladığında motivasyonum daha da arttı ve tabi olgunlaştıkça söyleyeceklerim de. Şimdi artık bir bağımlılık gibi düzenli olarak yazma ihtiyacı hissediyorum. Bu artık benim hayat tarzım. 

D.Y: Sahneye çıktığınız ilk anı hatırlıyorsunuzdur, neler hissetmiştiniz?
F.K: Küçükken Bostancı’da Yalova Spor Kulübünün düzenlediği tombala geceleri yapılırdı. İlk sahne deneyimimi doğduğum köyde bu gecelerden birinde yaşadım. Henüz 10 yaşında bile değildim. Sahnede olduğum için büyük bir iş başarmış olduğumu hissetmiştim, gururlu ve havalıydım her şeyden fazla. Heyecan da eksik değildi tabii çaktırmasam da.

D.Y: Heyecanınızı kontrol etmek adına uyguladığınız bir sahne öncesi ritüeliniz var mı?
F.K: Sahne öncesi teknik hazırlıkların tam olduğundan emin olmak isterim. Gece boyunca bir aksilik yaşanması ihtimalini ne kadar düşük tutarsam, işime engel olacak bir heyecan veya panik yaşama ihtimalim bu kadar düşük oluyor. Tabii heyecanın bir de iyi huylusu var benim için. Sahnede yaşayacağım mutluluk ve keyif bence bu heyecana bağlı ve çok şükür senelerdir geçmiyor.

D.Y: Müzik yolculuğunuzda bugüne dek size verilen ders niteliğindeki en unutulmaz öğüt ya da tavsiye neydi?
F.K: Sahneye adım attıktan sonra hayata geçen karakteri günlük hayatımdaki karakterimden ayrı tutmam gerektiğini söylemişti çok örnek aldığım müzisyen bir abim. Seneler içinde beni hem kendimden koruyan hem bu işi anlamamı sağlayan en büyük tavsiyelerden biri bu olmalı herhalde.

FIKRI KARAYEL 5 k

D.Y: Bugün bu noktada olmanızın bir nedeni olmalı! Tesadüflere inanıyor musunuz? Neler söylemek istersiniz?
F.K: Hayatın tesadüften ibaret olup olmadığı konusunda henüz emin değilim. Bir şeyleri çok istemek, inanmak ve çalışmak tabii ki şart ama bunun yanında bazen öyle güzel tesadüflere de denk geliyorum ki hiçbir şey tesadüf değildir demekte güçlük çekiyorum.

D.Y: Yaptığınız işler arasında kendinizi en iyi ifade ettiğinizi düşündüğünüz beste hangisi oldu?
F.K: Kendimi ifade edebildiğimi düşünmediğim şarkılarım hala çekmecede yaşıyor bu yüzden yayınlanan şarkılarımın tümünde kendimi ifade ettiğimi düşünüyorum. Tabii ki son zamanlardaki ruh halimi en güncel şekilde anlatan parça en yeni şarkım ‘’Yol’’ 

D.Y: Peki Yol’un hikâyesi, çıkış noktası neydi? 
F.K: Yol’un hikâyesi uzun zaman sonra içimi dökmeme araç oldu. Canımızı sıkan, bizi yoran, üzen detayları sineye çekebilmek, hayatın akışına teslim olabilmek, küçük detaylara takılmayıp hayata, aşka ve birbirimize yol verebilmekle alakalı. Beni yeniden harekete geçiren, kendi yolunu da kendisi çizen bir şarkı.

D.Y: Duygularını abartılı yaşayanlardan mısınız yoksa içe dönük bir karakteriniz mi var?
F.K: Duygularımı fazla dışarı vurmuyorum, karakterimin doğası budur. Bir şeylere çok sevinsem de çok üzülsem de, çok sinir de olsam herhangi bir tepki vermeden önce mutlaka sessiz bir düşünme evresi vardır. Bu arada reaksiyonlarımı da yatıştırmış oluyorum.

D.Y: Günün hangi zamanlarında daha zinde, yaratıcı ve mutlusunuz?
F.K: Ben gece adamıyım. Gece oldu mu şarkı yazarım, çalışırım, konuşurum, uyuyarak zaman harcamak istemem. Gündüz işlerimin yoğun olmadığı dönemlerde bu yüzden gecem ve gündüzüm mutlaka yer değiştirirler. 

D.Y: Beste ve söz yazarlığının en keyifli ve en riskli yanları neler sizce?
F.K: Benim için en güzel tarafları içimi dökebilmek ve hiç görmediğim insanlara temas edebilmek. Hiç tanımadığınız insanların sizi tanıyor, hikayenizi biliyor olmaları çok ilginç bir deneyim. Şarkı üretmenin hayatıma kattığı en büyük güzellik bu. Daha önce pek aklıma gelmedi ama sordunuz diye düşünüyorum şimdi bu işin riskli bir tarafı var mı diye. Sanatsal bakış açısı anlamayı ve yorumlamayı gerektirir. Kendinizi anlamak için kendinizi analiz etmeniz gerekir. Sürekli bir oto-analiz içinde olmanın bir yükü vardır. Söz yazarlığının en rahatsız edici tarafı bu olabilir bence. Bir diğer deyimle kendinize batırdığınız çuvaldızın acısı.

D.Y: Kendinizi Türk müzik piyasasının içerisinde nerede görüyorsunuz?
F.K: Değişiyor. Bazen popüler olduğuma ikna ediyor insanlar, bazen alternatif veya çok farklı işler yaptığım illüzyonuna kapılıyorum, bazen de içerisinde bile hissetmiyorum piyasanın doğrusu. Önemli olan masaya müzik getirmek bence.

D.Y: Ülkemizde müzik sektörüne dair neyin iyileşmesini ve gelişmesini isterdiniz? 
F.K: Eğlence ve sanatı birbirinden ayırt edebilen bir düşünce yapısı iyi bir başlangıç olabilir.

D.Y: Yeni bir albüm ve proje hazırlığı var mı gündeminizde?
F.K: Evet şu anda İstanbul’da bir remix projesi sürüyor. Bunun haricinde de yeni single için son dokunuşlarımızı yapıyoruz. En yakın zamanda sırası ile sunmak için heyecanlanıyorum. Sonrasında ise uzun zamana yaydığım daha büyük bir projem var yeni şarkı çıktıktan sonra oraya yoğunlaşmak istiyorum. Detaylı anlatmaktan mutluluk duyardım ama bunun için henüz erken.

FIKRI KARAYEL 10

D.Y: Aşkı bu kadar etkili anlatan şarkılar yazıp, yorumluyorsunuz. Peki aşkla aranız nasıl?
F.K: Aşıkken mutluyum, aşk olmadığında ise aşkı arıyorum. Hayat aşk olmadan biraz boş.

D.Y: Sınırlarınız neler, nelere asla tahammül edemezsiniz?
F.K: Çok fazla sınırları olan birisi değilim. Samimi olan her şeye karşı anlayışım ve tahammülüm olabilir yeter ki gerçek olsun. Yalana ve yalancılara karşı tahammülüm yok.

D.Y: Peki Fikri Karayel’in mutluluk reçetesinde neler yazıyor?
F.K: Sevdiklerimin sağlıklı ve mutlu olduklarını bildikten sonra iyi niyet, anlayış ve sevgi hissiyatı, para, zaman ve yeni deneyimler.

FIKRI KARAYEL 6

D.Y: Bugün olduğunuz noktada gerçekleştirmek istediğiniz hayalleriniz neler?
F.K: Yeni şarkılarımı bir an önce dinleyicimle buluşturmak. Ayrıca görsel anlamda daha büyük işler yapmak istiyorum. Yeni üretimle birlikte bu hayalimi de gerçekleştirmek isterim.

D.Y: Bu güzel röportaj için teşekkür ederim. Son olarak sizi seven hayranlarınıza neler söylemek istersiniz?
F.K: Sizlere de dinleyicilerime de yakın durduğunuz için, destek verdiğiniz ve beni anlayabildiğiniz için teşekkür ediyorum. Sizleri seviyorum ilk fırsatta en yakın konserde görüşmek dileğiyle. Şarkılarımın size eşlik etmesini dilerim. Sevgiler.

Röportaj: Didem Yılmaz

Banner Bottom

Hiç resim yok
?>